

STANFORD HAPİSHANE DENEYİ
Şiddetin kökenine ilişkin 1971 yılında ünlü sosyal psikolog Philip Zimbardo tarafından yürütülen Stanford Hapishane Deneyi’nde; psikolojik olarak sağlıklı olduğu teyit edilen gönüllü bir grup erkek üniversite öğrencisi, rastgele şekilde gardiyan ve mahkum rollerine atanmış ve gerçekçilik adına mahkumlar evlerinden polisle alınarak kurmaca bir hapishaneye yerleştirilmiştir.
Zimbardo da hapishane genel direktörü rolünü üstlenmiştir. İki hafta sürmesi planlanan deney; gardiyanların mahkumlara karşı giderek artan bir şekilde zalim ve taciz edici davranışlar sergilemesi, mahkumların ise ciddi psikolojik zorlanmalar yaşaması ve antisosyal davranışları nedeniyle altıncı günde sonlandırılmıştır.
Kendisi de rolüne kapılıp tacizleri fark etmediğini ve şefkat duygusunu kaybettiğini itiraf eden Zimbardo; beşinci günde deney alanını ziyaret eden psikolog Christina Maslach’ ın gardiyanların mahkumlara cinsel taciz emri vermeye başladığı konusundaki uyarısıyla deneyin sona erdirilmesine karar vermiştir.
Peki neden gardiyan rolündeki insanlar deneyde günlük hayattaki sosyal kimliklerinden farklı davranmışlardı? Deney, insan davranışlarının sabit ve öngörülebilir olmadığını; ortam, çevre, sistem ve rollerin etkisiyle bambaşka boyutlara ulaşabileceğini çarpıcı biçimde ortaya koymuştur. Hapishane deneyi göstermiştir ki davranışlarımız içinde bulunduğumuz çevreden ve bize verilen rollerden ciddi düzeyde etkilenip değişebilmektedir. İnsanlar kendi davranışlarının görece olarak sabit ve öngörülebilir olduğunu düşünse de, bazı ortam ve koşullarda insanlar kendilerini bile şaşırtacak şekilde bambaşka bir insan gibi farklı davranabiliyor.
Kaynak: NTV